direct 2 Anlamı, Karşılığı
İngilizce - Türkçe
-
direct 2f. 1. yönetmek, idare etmek. 2. yöneltmek, çevirmek, doğrultmak: The astronomer directed his telescope toward the Milky Way. Astronom teleskopunu Samanyolu´na doğru çevirdi. 3. -e yolu tarif etmek: Can you direct me to the post office? Bana postanenin yolunu tarif edebilir misin? 4. emretmek: She directed the maid to serve tea to her guests. Hizmetçiye, misafirlerine çay ikram etmesini emretti.